eğilimler

Feb 3, 2014

Yazan: Özlem Mengilibörü
Fotoğraflar: Özlem ve Can Mengilibörü

Fotoğraf ilk icat edildiğinde, gerçekliği olduğu gibi kaydetmesi herkesi cezbetmişti. İnsanlar kendi suretlerini belgelemek için fotoğraf stüdyolarına koştular. Mekanlar, kentler, olaylar, akla gelebilecek pek çok şey fotoğrafı çekilerek belgelendi. O zamanlar fotoğrafın, gerçeği olduğu gibi yansıtma niteliği tartışılmaz bir şeydi. Artık öyle değil.

Her şeyin olduğu gibi, fotoğrafın da teknolojisi ilerledi. Sayısal makineler, fotoğrafı uzmanlık gerektiren kimyasal bir proses olmaktan çıkarıp yaygınlaştırdı. Bugün artık bir kısmını kullanmadığımız milyon tane özelliğe sahip dijital makinelerimiz var. Üstelik çektiğimiz fotoğrafları işlememize, bir başka deyişle cilalayıp parlatmamıza yarayan yazılımlarımız da var. Sürekli lezzetli görüntüler üretiyoruz; Bülent Erkmen’in de dediği gibi “Lezzetli görüntü terörü çağında yaşıyoruz.”

Buna bir tepki olarak belki de, artık daha “başka” şeyler çekmek istiyoruz. Fotoğraf yeni arayışlar içinde, denenmemişin, görülmemişin peşinden koşuyor. Son zamanlarda çekilen ve ziyadesiyle ilgi gören fotoğraflara baktığımızda belli yaklaşımların öne çıktığını gözlemliyoruz. Fotoğraf artık “gözün göremediğini” çekmeye başladı. Bunlardan birkaçını, -kendi çektiklerimizden örneklerle- listelemeye çalıştık:

Star trails (yıldız izi)

Kızılcahamam, 01.01.2014 gece saat 2:30-3:30 arası

Yıldız İzi | Kızılcahamam

Sonuçta elde ettiğimiz tek bir kare, ama bu kare bir saat boyunca 30 saniye arayla çekilmiş 124 kareden oluşturuldu. Başımızı kaldırıp göğe baktığımızda görebildiğimiz bir şey değil bu; çünkü gözlerimiz sadece “an”ı görür. Bu kadar yavaş ilerleyen bir süreci ise ancak böyle bir fotoğraf görüntüleyebilir.

 

Uzun pozlama

Kaş, 27.07.2011

Uzun Pozlama

Soldaki fotoğraf 1/160 saniye, sağdaki ise 122 saniye (yani 2 dakika) pozlandı. Bu da durgun bir deniz, sisler içinde yüzen kaya görüntüleri elde etmemizi sağladı. Gözümüzün gördüğü o dalgalı deniz, yerini gerçeküstü bir görüntüye bıraktı.

 

Makro (close up)

Ankara, 01.04.2010

Makro

Mimari maketler için yapılmış minik bir insan figürüyle bir sabit diski gösteren bu fotoğraf close up lensle çekildi. İnsan figürünün baş kısmındaki kalıp hatası gibi, normalde çıplak gözle göremeyeceğimiz detaylar bir anda görünür oldu.

 

HDR (High Dynamic Range)

Kızıl Meydan, Moskova, 08.08.2008

HDR

Bu fotoğraf, birer stop ara ile pozlanmış beş fotoğrafın birleşiminden oluşturuldu. Böylece hem çok aydınlık hem de çok karanlık bölgelerde uygun pozlama değerleri ve detay elde edildi. Ne derece sürreal bir görüntü istediğinize bağlı olarak HDR ayarları ile oynanabilir. HDR özellikle metruk mekanların fotoğraflanmasında artık neredeyse standart uygulama haline geldi.

 

Analog

Son zamanlarda gözlemlediğimiz bir başka eğilim, eski olanın, lo-fi olanın, manuel olanın cazibesinin artması. Belki cilalı görüntülere bir tepki olarak, belki teknolojiye karşı nostalji babında, belki de gittikçe yapaylaşan dijital görüntülerden gına geldiği için; yüzler geçmişe dönmeye başladı. Eski makineler yeniden üretiliyor, fotoğraf filmi yeniden gündeme geliyor, eski baskı teknikleri deneniyor. Çektiğini hemen görememekteki sürpriz faktörünün, rastlantısal olanın, çizik, hatalı, arızalı olanın yıldızı yeniden parlıyor.

 

Lomography

Kuğulu Park, Ankara, 04.11.2013

Analog Photography

Lomography, Lomo’nun başarısından sonra başka makineleri de yeniden üretmeye başladı. Diana F+ bunlardan biri; 1960’ların kült lo-fi makinası Diana’nın bir takım özellikler eklenerek yeniden üretimi. Böylece filmi çevirerek sardığımız, diyafram ayarını ve netliği göz kararı yaptığımız, ne çektiğimizi ancak film banyo edilip karta basıldığında görebildiğimiz o eski günlere geri döndük. Cross process (din filmi renkli negatif banyosunda yıkamak), hatalı pozlama, netlik kayıpları, gren, çizikler, bayat film, fotoğrafın köşesindeki vinyetler, hata olmaktan çıkıp yeni lo-fi estetiğin bir parçası oldular.

 

Alternatif baskı teknikleri

Cyanotype fotogram, 02.02.2014

Cyanotype Photogram

Dijital fotoğraf karta baskıyı bir hayli azaltmış olsa da, alternatif baskı tekniklerine ilgi artıyor. Cyanotype, Vandyke brown, Gum bichromate gibi teknikler yeniden gündeme gelmeye başladı. Bu tekniklerle basılan fotoğrafların kaynağı çoğunlukla dijital makinelerle çekilen kareler olsa da, fotoğrafın yeniden elle tutulabilir somut bir nesneye dönüşmesinin, emülsiyon, kağıt, baskı ve pozlamadaki rastlantısallığın da ayrı bir tadı var.

Lezzetli, parlak, cilalı imajlar görmekten sıkıldık mı? Sally Mann’in de dediği gibi:
“Just screw it up a little bit, just enough to make it interesting.”